Pandemi Tarihi; İspanyol Gribi, Kara Veba, Justinyen Vebası…

Önceki İçerikRüyalar!
Sonraki İçerikÇok Şeye Sahibiz Ama Bereketi Yok!

Hastalıklar dünya tarihini değiştirmiş, ekonomik ilişkileri altüst etmiş, kadın-erkek ilişkilerini dahi etkilemiştir. Tarih boyunca pek çok pandemi, demografik yapıyı ters-düz ederek yeni çağların doğmasına, dünya düzeninin yeniden kurulmasına sebebiyet vermiştir. Bunların bazılarını biliyoruz, bazıları ise o kadar eski ve tuhaf ki, sanki Homerden çıkmış fantastik hikaye gibi geliyor. Bugün sizleri kısa bir hastalık tarihi anlatacağım.

1. M.S 165-180 yılları arasında patlak veren Antonine Vebasınnın çiçek ya da kızamık olabileceği düşünülüyor. Kimi tarihçilere göre bu veba tıpkı Korona gibi ilk olarak Çin’de patlak vermiş sonra Roma askerleri tarafından dünyanın dört bir tarafına taşınmıştı. Salgın 5 milyondan fazla insanı öldürürken Roma ordusunu neredeyse tamamen yok etmişti. Veba aristokrat ve köle arasında ayırım yapmadan Roma’lıların hayatını mahvetmiş ve büyük bir ihtimalle Roma İmparatoru Lucius Verus’un da hayatını almıştı. Vebadan tam kurtulduk derlerken 9 yıl sonra tekrar hortlamış, tarihçi Dio Cassius’a göre Roma’da günde 2000 hayat almıştı. Roma kültürünü ve edebiyatını derinden etkilemiş, pek çok büyücü ve batıl inançları suiistimal eden şarlatanlar ortaya çıkmıştı. Romalıların en büyük şansı, Stoacı felsefeci Marcus Aurelius gibi akıllı bir liderlerinin olmasıydı. Şayet o olmasaydı Antik dünya bu sarsıcı veba ile birlikte karanlık çağa çok daha önce sürüklenirdi. Veba döneminde savaş cephesinde yazdığı Düşünceler adlı muhteşem eserinde etraflarını saran vebanın çevresinde tanık olduğu yalan, kötülük ve anlayışsızlıktan daha az zararlı olduğunu söyler. Marcus Aurelius’u pandeminin ışığında okuyunca çok daha manidar gelir. En sevdiğim sözlerinden bazıları:

Sağlıklı bir göz, görülebilen her şeyi görebilmelidir ve “yalnızca iyi olan şeyleri görmek istiyorum” demez; Çünkü bu ancak hastalıklı bir gözün durumudur. Sağlıklı bir kulak ve sağlıklı bir burun, işitilebilecek ve koklanabilecek her şeyi algılamalıdır.Şunu unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden ödün vermek anlamına gelmez. Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır.

Şunu asla aklından çıkarma, ister üç bin yıl yaşa, ister otuz bin yıl, şu anda sahip olduğundan başka bir yaşamı yitiremezsin ve mevcut yaşamın sona erdikten sonra yeni bir yaşama da sahip olamazsın.

Mutlu bir yaşam için çok az şey gerekir. Hepside içinizde, düşünme şeklinizde gizlidir.

Tanrı herkese Marcus Aurelius gibi feylosof krallar versin. Onun önemi özellikle de vebalı çağlarda çok daha iyi anlaşılıyor.

2. Justinyen Vebası (M.S. 541-42) Tarihin ilk pandemisi olarak kabul edilen Justinyen Vebası ilk olarak Doğu Roma ya da Bizans İmparatorluğunun başkenti Konstantinopolis’I, yani İstanbul’u vuran insanlık tarihinin en öldürücü hastalıklarından biri olarak kabul edilir. İlk çıktığı 541 yılında İstanbul’da 300,000 bin kişinin hayatını almıştır. Toplamda ise 25 ila 100 milyon kişi Justinyen vebasına kurban gitmiştir. Avrupa nüfusunun yarısı bu veba ile yok olur. Asya’dan çıkan bir bakteri Mısır’dan gelen tahıl gemilerindeki fareler ve taşıdıkları pirelerle yayılır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz